15 Yaş Şiirlerim 2

15 Yaş Şiirlerim 2

Not: 15 yaşında yazdığım şiirlerimi,ilk haliyle bu sayfada okuyabilirsiniz..

  • İŞTE AŞK (10.04.2000)

Deli nedir?
Ardında hep keder bırakan bir denizdir.
Akarsular da; sevgidir, şefkattir
Besler o denizi, öyle gerekir.

Gözyaşları nedir?
Mutluluk veya üzüntü işaretidir.
Bu ikisini anlatan en iyi şeydir
Ama daha iyi anlatılır ve mimiklerle birleşir.

Aşk nedir?
Ardında keder bırakan denizdir.
Mutluluk veya üzüntü işaretidir.
O bir ömrün en yüze sevgisidir.
Şefkatle, sevgiyle beslenir.
Bazen mimiklerle birleşir.
Bazen gözlerle yetinir.
Saati en hızlı döndüren koskocaman bir gerçektir.

  • İNECEĞİM SAHNEDEN (10.04.2000)

Sahneye ilk çıkışımdı on üç yaş;
Gözlerimden akıtmaya başlayan yaş.

Hayatı kötü öğrendim.
Bilmezsin ben, başkalarıyla sevindim.

Tek isteğimdi, görebilmek ufku.
Hayatımın tek gerçeğiydi bu tutku.

Fena çok fena,
Düşünebilenlerin olması kötülüğü bu yaşta.

Saat şaşırmaz, hep gider ileri.
Benim ruhum da yapar tersini.

Her gün yeni bir intikam ateşi,
Karamsarlığın işte budur tek gerçeği.

Gülmek şöyle dolu dolu gülmek isterdim.
Beni özellikle güldürmeye çalışan birini bekledim.

Daha yok ama olacak korkma.
Hep sahneden kalmayacağım, ineceğim bir zaman sonra.

Şöyle bir güzel kurulacağım köşeme..
Seyredeceğim hayatı gülücüklerle.

Geride bıraktıklarım olacak, kendi canımdan.
İnşallah onlar kazandıracak gülümsemeyi, en akından.

  • DERDİN DOSTU (19.04.2000)

Eskiden gülerdim.
Deli dolu biriydim.
Şimdi, ölü denizden beterim.
Sevgisiz, çaresiz gezinirim.

Dert istenmeyen
Ama sen istemediğin halde seni isteyen.
Sevginle dalga geçen,
Dert sen miydin her şeyi mahveden?

Sayfalar geçiyor; gözümün önünden,
Tek tek sırasından sekmeden,
Neydim, ne oldum dedirten,
Dopdoluyken seyrelen.

Sus.. Hakkın yok konuşmaya.
Vicdan budalası, hangi hakla?
Kusura bakma!
Sen değil, benim budala.

Nasıl başardım bunca şeyi,
Hepsini birbirine birleştirmeyi?
Benim budala dedim ya.
Kapıldım çok fena.

Ah be aşk ne istedin ki?
Niye dost bildin hep derdi?
Cesaret verdin, bu iyiydi
Ama çok bencildin, düşündün hep kendini.

Sanki tek bir sevgim vardı,
Onu da aşka verince sonlandı.
İçimi çok daralttı.
Öğretmedi, sevgiyi dağıtmayı.

Acı! Ben değilim güçlü olan.
Kalbim yıkık bir han.
Yüzüm çatlakla dolu bir cam.
Şimdi ne fayda, kendimi kendime sorsam?

  • YAZIK (01.05.2000)

Şans bu ya; yoktan kazanmak,
Birdenbire her şeyi karşında bulmak.
Bazen de sadece ön yargı..
İyi veya kötü bir ön yargı..

Dış görünüşün yeter insanlara.
Özellikle ilk tanıştığında.
Güzelsindir, bir bakmışsın seven dolmuş arkadaşla.
Çirkinsindir, zaman ister arkadaş bulmaya.

Yazık, seviyesiz olmak mı bütün yaşamımız?
Böyle geçmesin ömrü hayatımız.
Bir daldaki yaşam çabasını görsek..
Bu tipsiz, cılız bir ağaç olsa bile bakabilsek..

Eskiden vicdan derdik,
Şimdi mazide kaldı.
Eskiden güzel ahlak derdik,
Şimdi kendini görüntüye bıraktı.

  • BEN VE SEN (28.04.2000)

Bilmezsin sevgiyi,
Nasıl insanı göğe serdiğini..
Ya aşk; değildir sevgi,
Bana hatırlatıyor bir çok kişiyi.

Sen; insan olmayı bildin,
Arkadaş olmayı bildin,
Her an yanındayım dedin,
Bu kız bir tane dedirtirdin.

Aaa! Bir de hatalar var;
Bizi hiç bırakmazlar.
Sen de kaptırırsın kendini, ben de..
Nasıl olsa affeden biri var diyoruz işte.

Kin!
Sahteliği öğretensin,
Özümüzdeki sevgiyi çekemezsin.,
Sen bizde kocaman bir hiçsin.

İşte sen de böylesin, ben de böyleyim.
Kin olmadıktan sonra dünya bizim.
Anlayabiliyorsak birbirimizi,
Ne mutlu bize bulmuşuz arkadaş sevgisini.

  • GÖLGE MİYİM, NE? (15.05.2000)

Bazen yazamıyor, anlatamıyorum içimden gelenleri.
Unutuyorum tek tek kelimeleri.
Kulaklarım işitmiyor, şarkı melodilerini.
Kulaklarım anlatamıyor beynime, şarkıların ne dediklerini.

Gölge gibi oluyorum:
Bir insan şekli var ortada,
İnsanı insan yapan görüntü değil diyorum.
Melike, insanı insan yapan şey kafanda.

Niye ayrılıyor kafam bedenimden?
Kesin kırmışımdır dostumu, sevdiğimi bilmeden.
Bilmeden, bilmeden..
Bilerek bile yapılan bir hata değil, aklımı götüren.

Takılıyor aklım; şu vurdumduymaz insanlara,
Bile bile kırıp üzdüğü insanları umursamayanlara,
Onlar kendilerini düşünenlerdir,
Başkalarını hiç görenlerdir.

  • İKİ KANATLI KUŞ MİSALİ (17.05.2000)

İçimi sıkan onca şeyden sonra,
Hayatta kalma mücadelesi adına,
Gülüyorum,
Kendimle dalga geçiyorum.
Şu delice akan,
Kimseyi dinlemeyen şelaleler olmak isterdim.
Olmamaktı niyetim sıradan.
Serseme döndü kafam.
Şelale olmak; kafa tutmaktı hayata,
Şöyle yukardan bakamaktı.
İyi ya, alıştık sahtekarlığa.
Özümüz kendini sıradan olamaya bıraktı.
Hayatımı romanlara benzetiyorum.
Klasik, "hayatım roman" lafı..
Bende bir fark var anlatamıyorum.
Hıh buldum, romanın sonunu iyi biliyorum:
Ölüm işte, her zaman köşe bucak kaçtığım,
Aklıma geldikçe hıçkıra hıçkıra ağladığım..

Aman Allah' ım,
Nasıl da farkına varmadım?
Sebebimsin değişmemin.
Beni nefrete sürüklüyorsun.
Özümdeki beni, niye çekemedin?
Nefis! Sen, ben değilsin.
Yoo unutmadım o lafı:
Uçan kuştur iki kanatlı.
Kanadımın biri koskocaman bir rüya,
Diğeri ise ebedi dünya.

  • BEN DE SİZDEN (19.05.2000)

Gözlerinin altında hep yaş bulunan insanlar,
Size sesleniyorum.
Cebinde sevgi kalmamış olmalı,
Derdin dağları aşmış olmalı.
Böyle olmalı ki, bulunsun gözyaşı.
Feryat et!
İçinden ağlama.
Bir duyan olur elbet.
Karşılık veren olur o feryada.
Benim gibi birileri çıkar karşına.
Teksin gibi gelmesin sana.
Bir dert vardır her insanın yüreğinde.
Onlar da benim gibi muhtaçtır sevgiye.
Sen merak etme,
Bir şey diyenler
Sevgiye, dinlenmeye en muhtaç kişiler.
Sen feryadını söyle, dayanamaz.
O da boynunu büker
Yalan attığını sanmaz.
Belki de lafını keser,
"Ben de ben de yaşadım" der.