İnsani İçgüdü
Hangi memleketten gelmiştin sen küçüğüm?.. Dilimizin seslerini zor zahmet çıkarıyordun. Seni anlamak istedim. Bizim kelimelerimize benzer kelimeler yakaladım,çıkardığın seslerden. Anneciğinin
Hangi memleketten gelmiştin sen küçüğüm?.. Dilimizin seslerini zor zahmet çıkarıyordun. Seni anlamak istedim. Bizim kelimelerimize benzer kelimeler yakaladım,çıkardığın seslerden. Anneciğinin
Evliliğe hazır hale gelmek, yetişkin bir birey olarak sorumluluklarının bilincinde davranmaktır. Ayrıca evliliğe hazır kişi kendini tanıyan, anlayan ve kırmadan
Günlük, aylık, yıllık ve ömürlük sorumluluklarımız sıralanarak devam ediyor. Çocukluğumuzdaki ders çalışmalarımıza, iş hayatı ve ev işleri ekleniyor. Ardından ailelerimiz
Benliğimiz ve bedenimiz hangi zamana ait?.. Geçmişi anlatırken ve geleceği planlarken içinde bulunduğumuz “an”ı kaçırıyoruz. Peki ne yapmalıyız? Yaşam sürecimizi
Karanlık ve puslu bir havada, ayaklarım çamura bata bata yürüyorum. Soğuk rüzgâr, paltomu hiçe sayıp tenimde geziyor. İleriyi göremiyorum… “Kibritçi
Çanakkale Savaşı'nda;halk ordu,çocuklar yetişkin,öğrenci asker ve hemşire doktor olmuştur. Milli Mücadelede bir çavuş da;savaş sürecinde hem erkek hem kadın olmuştur.Bu
Ağlarken, kızarken veya bağırırken yüzümüzü ellerimizle örtmeyiz.. Ağzımızı gülmek için açtığımızda ise kapatırız. Halbuki en güzel yüz ifadesi gülmek değil
Zaman geçiyor.. Oysa yaklaşıyor da.. Geçenler; anına yansımıyorsa, biten hikayelerindir. Yaklaşanlar; kalp ritmini değiştiriyorsa, yeni hikayeleştirdiklerindir. Yaşama bağlıysan, heyecan duymayı
Hangi hapse attın kendini? "Aman şöyle demesin," hapsi mi? "Aman böyle bakmasın da," hapsi mi? Yoksa, "aman o şekilde davranmasın,"
Bir sandalyede otururken, İlyas Yalçıntaş "İçimdeki Duman" eşliğinde, türk kahvesi yudumluyorum.. Yalnızlığı arkadaş edinebilenlerle, cümlelerimi paylaşabilirim.. Kendini sevebilirsen iç huzuruna
Dünyanın en değerli taşı hangisi?.. Hacer-ül Esved. Aklımıza ilk,hanımların süslenmek üzere kullandığı takılarındaki taşlar gelmiş olabilir. Hepimiz insanız..Nisyan kökünden geliyoruz
Bedenimi biranda yoklarken; sıcaklığına, soğukluğuna ve kan akışına dikkat ettikten sonra kalemimin ucundan akan mürekkebe teslim ettim. Ne duyuyordum aslında
Benim küçüklüğümde yolculuk yaparken yolun kenarlarında beyaz çiçekleri gösterip isimlerinin edeb çiçeği olduğunu söylemişti, annem. Beyaz edeb çiçeklerinin ortalarında nokta
Kocaman atacağım adımlarım, birbiriyle yarışırcasına koşarken nefesim kesiliyor gibi seviyorum seni. Nefesimin kesildiği anlar, sana yaklaşamıyorum. Her gün, her saat,
Aslında biz her gün farklı bir "yüz" taşıyoruz.. Kimi zaman kederi örten bir maske oluyor,ufak gülümsemelerimiz..Kimi zaman kahkaha atarken şenleniyor,mimiklerimiz..Hele
Hiç kimsem kalmadı..Gönlüme yarenim,uçmuş evvelden..Bir kocaman boşluğun içini bir başıma doldurmak..Omuzlarım çökük,göz kapaklarım nerdeyse yarıya kadar kapalı.. İlla ki desteksiz
Çocukların nefeslerini hızlıca vererek döndürdükleri,güler yüzlü rüzgar gülü..Ele alındığında mutluluğu peşinen veriyorsun..Bir gülümsemenin ardından başlıyor,seni döndürme çabaları.Etrafındaki mavi deniz ve
Nasıl karardı bedenler masmavi gök kubbenin altında? Bir hafta içinde eşine kavuşacakken,eşinin yerine gelen ölüm haberiydi.O anda aklına çocuğu gelmedi,evi