Kafi

Kafi

Yorgunluğu arkamda bıraktım diyemem. İş arandıkça iş buluyorum kendime. Hani o hakiki, değerli, kıymetli yorgunluklar var ya.. İşte bu yorgunluklara gönülden talibim..

Arkamda bir ben daha yok aslen ama arkadaşlarım var, dostlarım var ve ailem var. Eh, üç beş çelme takmak isteyeni fark edince de yolumda bir sağ bir sol yapıyorum. Ba-na-ne..

Hem bana huzur Cennetten bir pencere gibi.. Manzaramı perdelemiyorum.. Bir daha dikkatlice camı açıp derin derin nefes alıyorum.

Bazen de çıkıp kapımdan "Heeyy, ben işte bakın ben" desem mi diyorum? Ben, ne ki benden Ziyade'sine?..

Ah işte hep duruyorum kendi evimde. Evim! Sen mi sevdin beni, ben mi seni? Kapıdan bile baktırmıyorsun beni. Bir pencerem var ve yok işte ötesi.

Neyse neyse.. Zaman; alıyor her fikri harmanlıyor, karıştırıyor ve bambaşka çıkarıyor karşıma şu fâkiri..

Bir düşünesim gelse zaman geçiyor. Geçtikçe siliyor sevaptan ve günahtan ötesini.

Aaa baktım ki en güzeli zamanın silemediği sevaplarım. Ah şimdi yandım. Banane ötesinden, berisinden ve çelmesinden. Ben her daim ezelden ebede kendime kaldım.

Eee doğru ya bana cennet pencereli evim kafi. Kafi' den güzeli de benden Ziyade' si..