Bebeğin İsmini Kim Seçti

Bebeğin İsmini Kim Seçti

Yetişme çağında bir çocukken ileride doğacak çocuğumuzun ismini anne-babamız belirleyebiliyor. Kız olursa annemizin ve erkek olursa babamızın ismi, -Allah verirse- bebeğimize hazır bekliyor.

Gençlik çağlarımızda birisine duyduğumuz hayranlık veya kaybettiğimiz aşk, daha evlenmeden önce çocuğumuzun ismine etken oluyor.

Evlenme aşamasına gelene kadar bir isim şartı tutmadıysak, bu konuyu evlendiğimizde çekişmeli geçen bir sohbet maçına çevirebiliyoruz. Karşılıklı fikirlerimizi paylaşırken gerginliğe sebebiyet veriyoruz. Bebek dünyaya gelmeden ismi tartışılıyor.

Aklımızda doğmamış yavrumuzun sevgi yumağına dönüşmesi düşüncesi varsa, aile bireylerine ait heceleri birleştiren bir isim ortaya çıkarabiliyoruz. Anlam arayışı içine girmeye gerek duymuyoruz.

Aile listemizde baş harf benzerliği varsa, bunu dikkate alarak listeyi aynı baş harfiyle devam ettiriyoruz. Tabi daha çocuğumuz yok. Aramızda konuşuyoruz.

Dini görüşlerimize uygun bulduğumuz bir ismin yanına, insanların arasında çağrıldığında modern dursun diye bir tane daha ekleyebiliyoruz.

Mübarek bir ömür beklentisiyle, mübarek tek isim de verebiliyoruz.

Bazen ağabeyinin veya ablasının adını, aynı çağrışımla kardeşine de veriyoruz. İlk çocuğumuza ‘Alev’ ikinciye ‘Ateş’ ve üçüncüye ‘Kıvılcım’ diyerek uyum içinde sıcaklıyoruz. Birincisi ‘Ateş’ ise, diğer çocuklarımızın isimlerini ‘Su’ ve ‘Toprak’ ile yeryüzüne tamamlıyoruz.

Kız çocuğunu fazla gören ve oğlan çocuğu isteyen anne-baba isek, son kızımıza hayatı boyunca ‘Döndü’ diyerek seslenilmesini göze alabiliyoruz. Yeter ki dönsün ve arkası oğlan olsun diye bakıyoruz.

Cinsiyetini bilmeden erkek isimleri beğenebiliyoruz. Erkek egemen toplum vurgusunu, kızlarımıza erkek ismi tercihiyle gösterebiliyoruz.

Sizce bir insan ismi onun yüzünü görmeden ona yakıştırılabilir mi?

Bebeğimizi sağlıkla kucağımıza aldıktan sonra, isim söylemlerimiz yine fark ediyor.

Kandil ve bayram günlerinde ona kavuştuysak ismiyle geldiğine inanıyoruz. Örneğin ‘Bayram’ veya ‘Ramazan’ diyebiliyoruz…

Doğum günü, sevdiğimiz bir büyüğümüzün ölüm gününe denk geldiyse, çocuğumuza ölen kişinin ismini verebiliyoruz.

Çocuğumuzu ilk kez kucağına alan amcamız, kulağına ismini okuyuveriyor. Böylece çocuğumuzun ismi belirleniyor.

Bebeğimizi ilk gördüğümüzde, beyaz yüzündeki pembeliğe odaklanıp ona ‘Gül’ ismini yakıştırabiliyoruz.

Evlatlarımızın isimlerine, ne kadar çok çeşit üretebiliyoruz…

Emanetimiz; biricik fiziksel vasıflarıyla, kendisine ait bir hayatı farklı bir bakış açısıyla ele almaya geliyor. O; bizim babamız, padişahımız, sanatçımız, siyasetçimiz, ölen sevdiğimiz, erkek evlat müjdecimiz veya bir evliyamız değil.

Şahsına ait ve anlamı güzel bir isim seçmemizin, onun en özel şansı olduğunu düşünüyorum. Aslında özel bir isim bunu gerektirmez mi?..

Çocuklarımıza güzel anlamdaki kendilerine özel isimleriyle, güzel bir ömür diliyorum…

http://www.gazetebursa.com.tr/bebegin-ismini-kim-secti-makale,3943.html