Bir Genç Kızın Hatıra Defteri 3

Bir Genç Kızın Hatıra Defteri 3

"Sevgili Günlüğüm,

Gökten yağmurlar yağsa..Bizim yerimize ağlasa bulutlar.Şimşekler çaksa ve her yer yıkansa..Tehlikeli sokaklardan sular aksa.Kimse dışarı çıkamasa.Kimsenin başına birşey gelmese.Hiç bir masum ölmese.Dünyada insanlar,evinde huzurla yaşasa.

Rızkımızın peşinde koşmasak.Babam bizimle daha çok vakit geçirse.Biriyle görüşmek istediğimizde hemen komşularımızla kahve içiversek.Caddelerde dolaşırken neden güvende değiliz?

O kız çocuğu hani yüzünde kanları gördüğüm,büyük teyzemizin torunuymuş.Akşam telefonda,durumunu ve kim olduğunu haber vermişlerdi.

Lüle lüle sarı saçlı güzel kız,sadece saçların rüzgarın tatlı esintisiyle savrulmalıydı.Beynin sarsılmamalıydı.Hastahanede yaşam mücadelesi veriyormuşsun.Annen ve baban sana seneler sonra kavuştu.Onları ve bizi üzme tatlı kız.Genç kız olduğunda aynı şimdiki gibi yanakların al al kalsın.

Karanlık gökyüzü ve karanlık bulutların altında,gözlerimin perdesi göz kapaklarım kapanmıştı.Uyku bazen,hayatın soğukluğundan kaçıştır.Sarıldığım battaniyem,gecemin sıcaklığıydı.

Sabah namazımı,duamın kabulu umuduyla kılmıştım.Ellerimi açtığımda süzülen gözyaşlarımla niyazda bulunmuştum."Allah'ım Zeynep'imize hayırlı bir ömür bahşet ve uzun yaşasın.Gençliğinde ve yaşlılığında da sıhhatli afiyetli kıl.Annesini ve babasını onunla daim kıvandır.Bizi onun sağlık,iyilik haberiyle sevindir.Amin.."

Annem kahvaltı hazırlıyordu,ben üniformalarımı giyiyordum.Babam traş oluyordu.Kardeşim yatağını topluyordu.Ailemin hareketlenmesiyle işittiğim sesler,içimi ısıtmıştı.

Okula gittiğim gibi Hülya'ya durumu anlatmıştım.Derslerimi sessizce ve arkadaşlarımın küçük kağıtlarla yazışmalarına katılmadan dinlemiştim.Sıramda otururken arkadan gelen dürtmelere hafif tebessümle karşılık vermiştim.Teneffüste voleybol oynamaya inmemiştim.

Pazartesi sendromumun yerini,düşünceli halim almıştı.Öğle arasında kaşarlı bir tost ve çay kafiydi.Yudumlarım büyümüştü ağzımda.Tostum yarım kalmıştı.Ne mutlu ki Hülya iştahlıdır.Öğle yemeğinin ardından,bıraktığım tostumu da sünnetlemişti.Bir de arkasından şımarıkça dudaklarını sağ yanağına doğru büzüp kaşlarını kaldırışı yok mu?Ortama dostumun pozitif enerjisi yayılmıştı.

Sıralarımıza tekrar yerleştiğimizde,oturduğum yerde kıpırdanıyordum.Müjde bekleyişim beni sabırsızlandırmıştı.Sanırım anlatılan konuyu,bu sefer az da olsa anlamıştım.Geçen dakikalar geride kalırken yok oluyorlar.Yeni dakikalar,heyecanını koruyor.Yoksa yaşam diri kalmazdı.

Düşlerimin hazinesi,eve döndüğümde açılıyordu.Dalgın dalgın servisten indiğimde "o" karşımdaydı.Aramızdaki mesafeyi,ne kadar da yakın mesafe gibi algılamıştım.Bacaklarım titriyordu.Bastığım yere çakılmıştım.Bulunduğum tarafa yürüyordu.

Başka biri,bambaşka biri..Ama tanıyorum.Nerden tanıyorum?Bilmiyorum.Arada perde yok..Set yok..Duvar yok..Rol yok..Yalnızlığım kayboluyordu.Yalnızmışım..Yeşil yeşil parlıyordu göz bebekleri.Bakışlarımı,kaçırmaya çaba sarfediyordum ;fakat saçlarında,yüzünde ve sonra omuzlarında gezdirmiştim.

Saçları sola taranmış ve arkaya doğru şekillenmişti.Yüzü orantılı ve hafif uzundu.Boynu ve omuzları bir erkeğe yakışır genişlikteydi.Kısacık sürede gördüklerim bundan ibaretti.Başımı öne eğmiştim bile.

Yer küre oynamıyordu,değil mi?Kafa tasımdaki basınç artmıştı.Canım dayanmalıydı!İlk kez,ben işitmediğim halde kemanın dört teliyle arşe buluşuyordu.Zengin anlatım gücüyle,bize eşlik ediyordu.

Ardından piyanistin tuşlara basmasıyla keçe ile kaplanan çekiç tellere vurmaktaydı.Piyanonun pedallarına dokunmasıyla da benim "anım" bereketleniyordu.Yeni notalar,merdivenin basamaklarıydı.Biz adım adım semaya yükseliyorduk.Başım dönüyordu.

Artık yanımdaydı ve "Merhaba" demişti."Merhaba"..Sıra bendeydi.Ağzımdan bir kelime çıkmalıydı.Aşkın yüce kudretine,"Merhaba"..Çok şükür,kısık söyleyebilmiştim.Fakat bu çetin geçen bir sözlü sınavdı.

Buraya yeni taşındıklarından bahsetti."Evet" ile dahi tasdik edemedim.Benim servisten indiğim zamanı takip ediyormuş.Şimdi orkestraya gitar katılmıştı.Gitarist,gitar sapının gövdeye en yakın ses perdelerini kullanarak sağ eliyle ritm tutuyordu.Dozu artmış duygulanım kontrolsüzlüğü ifademi dondurmuştu.

Oturabileceğim bir yer aramıştım.Nereye yönelmiştim,hatırlamıyorum.Önüme araba çıkmıştı.Beni kurtardı,elimi tutmuştu.Ellerim buz gibiydi ve bembeyazdı.Sonsuzluğun temennisindeyken utanıp çekmiştim elimi.

Defalarca yönelen "Beren,nasılsın iyi misin?" sorusu,meğer kimden yöneldiğine göre değişiyormuş.Sorunun tesirini "hayır" diyemememle yeni öğrenmiştim.Beraberdik.Hala beraberdik.Bir kaç saat geçmişti,kafede oturmuştuk.Hala beraberdik.

Kenan'la daha çok onu dinleyerek sohbet etmiştim.Tanışma faslında bir su ısmarlamıştı.Teşekkür etmemiştim herhalde.Tamamen unutmuşum.

"O",solo bir şarkıcıydı.Onu orkestraya eşlik ederken izliyordum.Arkadaki gitarist artık,en soldaki perdelere kaydırıyordu,sol elini.Kenan,aşkı yazan bir besteci ve seslendiricisiydi.Hem sahnedeydi hem sahnenin arkasında.Ritm tutan da kendisiydi.Kenana hayran olmuştum.

Biraz gerçek dünyaya ayıldığımda,müsade istemiştim.Eve hızlıca arkama dönmeden varmıştım.Zile basarken kapıyı kız kardeşimin aralaması beni rahatlatmıştı.Bütün merakıyla kapıda beni beklemişti.Babam işten dönmemişti.

Odama çekilip kıyafetlerimi değiştirmiştim.Kardeşim peşimdeyken mutfakta annemin yanına varmıştım.Annem anlayışlı haliyle beni yalana teşvik etmez.Nitekim kafede yeni bir arkadaşımla sohbet ettiğimizi anlatmıştım.

Annem yavaşlamış ve durgunlaşmıştı.Kardeşim,kıpır kıpır haliyle detaylarla ilgiliydi.Tabi annemden çekiniyorduk.Kardeşimi tatmin edecek gece mesaime,onunla randevulaşmıştım.

Gülümsüyorum.İçimde burukluk var fakat gülümsüyorum.İç içe kaç olay yaşayabiliriz?Aklımdan çıkmayan iki olay.Lüle lüle sarı saçlı güzel kız Zeynep'imiz,ölüm tehlikesini atlatmış ve müşahede altındaymış.Dualarımızla sağlığına kavuşacağına ümitvarız.

Kenan..Günlerdir zihnimde işlem yapar gibi hecelediğim isim.Biz şimdi,sevgili miyiz,arkadaş mıyız?İlişkiler,sınıflara ayrılırlar.Belki de korktuğum şey,bu ilişkiyi sınıfına da olsa ayırmak.

Beren!Hoşgeldin,Kenan diyarına…"