Üniversite öğrencisi olabilmek için çalışmalarını tamamlayan ve sınavın arkasından alacakları puanları hesaplayan öğrencileri, şimdi üniversite ve bölüm seçimleri beklemektedir. Bu süreci aileler, arkadaşlar ve öğrencinin kendisi birlikte değerlendirmektedir.

Arkadaşlarının üniversite heyecanını veya hayat disiplinini görememesi, öğrencinin hevesini ve planlarını olumsuz etkilemektedir.

Öğrenci, sistem içerisinde kendi yetenekleri ile ön plana çıkamıyorken kendinden uzak kalan bir mesleği kabullenmesi zorlayıcı görünmektedir.

Ailelerin kendi doğruları ve tecrübeleri ile idealist yaklaşımları, öğrencinin kabiliyetleri ve mutluluğunun önüne geçmektedir.

Alınan puanla ise, hangi üniversiteye gireceği ve hangi bölümü tercih edeceği arasında kalmak, sistemin bir çelişkisidir. İstenilen üniversitedeki bölüme puan yetmiyordur ya da istenilen bölüm puandan düşük bir üniversitede bulunuyordur.

Sahip olunan koşullarda ve çevrenin olumsuz etkenleriyle bu sistemin içinde, yetenekleriyle ve tutkularıyla yer alabilen öğrenciler hayatlarında başarıyı yine yakalayabilmektedir.

Şimdi arkadaş çevresinden daha önce gelen bir ömür planlaması içerisinde, bir birey olarak öğrencinin sorumluluğu alma zamanıdır.

Öğrenciler, zamanını mutlulukla geçirdikleri etkinlikleri yazarak tutkuyla yapabileceği işi belirleyebilir. Bu tutkuyla yapabildikleri iş, onlara başarıyı getirecektir. 

Aileler, kendisini tanıyan çocuklarına bir yetişkin gibi yaklaşarak onların kendilerini mutlu hissedecekleri işi yapmalarına fırsat tanıdıklarında ve desteklediklerinde, çocuklarının hayat başarısının önünü açacaktır.

İnsanın isteyerek yaptığı bir iş, kendisine yük getirmeyeceği gibi mutluluk fırsatı yakalamasına olanak tanıyacaktır.

Öğrencilerimize; başarı ve mutluluğun aynı tarafta yer aldığı bilinciyle üniversite öğrenciliği ve bir iş hayatı diliyorum…

Melike TOPUK – Hangi Üniversite, Hangi Bölüm?.. (gazetebursa.com.tr)