Minimal Yaşam ile Zarardan Dön

Minimal Yaşam ile Zarardan Dön

Eşyalara, kıyafetlere, arabalara, evlere veya tatil yerlerine gösterilen ihtimam ile maddesel büyük bir döngünün içinde kayboluyoruz. İnsani özelliklerimizde de azalma oluyor ve doğayı yok ediyoruz. Minimal yaşamı tercih ediyor olsak, düşünceli yaklaşımla davranışlarımızı kontrole gidebiliriz.

Mesela kendimizi doğanın sahibi gibi görmek istiyoruz. Yerlere çöp atmaktan ya da zararlı atıkları kullanmaktan çekinmiyoruz.

Komşumuzun evine giren erzağı hesaba katmıyoruz. Bizim mutfağımızdaki çeşitliliği artırıyoruz.

Salon takımlarını iki senede değiştirmek istiyoruz. Sokakta yatan insanları görmüyoruz.

Hayvanların yaşam hakkını ellerinden alıyoruz…

Denizleri kirletiyoruz…

Ağaçları kesiyor ve yerine beton binalar inşa ediyoruz.

Bencilce bir yaklaşımla dünyaya ve insanlığa zarar verirken, mutlu değiliz. Hak görmek yerine haddini bilmek anlayışını yerleştirmeliyiz.

Mutfaktaki marka kahve takımları fotoğrafları süslerken, okuduğumuz her kötü haber bizi uyarıyor. Örneğin; Babanın kızına gösterdiği istismar ile üzüntü içimize oturuyor.

Bir yemek takımı almak yerine komşunun mutfağına katkı sağlasak içimiz rahatlayacak.

En güzel manzaralı arsanın ormanına dokunmasak huzurumuz artacak.

Bir kediye mama versek yüzümüz gülecek.

Evimizi büyütmek yerine, kütüphanemizi büyütsek insanlığımız büyüyecek.

Dünyadaki her yeri gezmeyi kendimize hak görmek yerine, eşimizi dostumuzu ziyaret etsek sevineceğiz.

Zararın neresinden dönersek kardır…

Neye imkan varsa, verirken mutlu oluyoruz.

Birine gülümsemeye imkanın varsa, karşılıklı mutluyuz.

Kuşlara yem vermeye imkanın varsa, kuşlarla mutluyuz.

İnsan bencilce harcamakla değil, cömertçe paylaşmakla mutluluğu yakalayabilir.

Kendimize minimal yaşamla, doğaya ve canlılara cömertlikle yani mutlulukla kalın…

Melike TOPUK – Minimal Yaşam ile Zarardan Dön (gazetebursa.com.tr)