Yerdeki Lale
Yeryüzü, semaya ulaşabilir mi? Aşağı ve yukarı çakılmış dağ, ona dokunabilir mi? Hakkı değil mi, yükseldikçe yükselen çınarın?.. Tozunu yutarken
Yeryüzü, semaya ulaşabilir mi? Aşağı ve yukarı çakılmış dağ, ona dokunabilir mi? Hakkı değil mi, yükseldikçe yükselen çınarın?.. Tozunu yutarken
Zaman, acizliğinin çığlığını yükseltiyordur. Çamurlu yolda, fikrin bulanıklaşıyordur. Heyhat! Kılıcı elinde aşkın mahkumusundur. Zindanda olmana bir anlam veremiyorsundur. Kilit açılıyordur
Koyarken zehri gönlümdeki güllere,Fayda vermez gülistanı görsemde.Sevgilimin ruhunu dinlemedikçe,İşitmem bülbül hiç durmadan söylese. Aşk şarabını sarhoş olana dek içmedikçe,Yetmez ne
Kalbim yakından tanıyorkenYaşamımda bihaberim senden.Girdabım bu, çilekeş ikilem. İçimde kuşlar kanat çırpıyorkenCevapsız kalan sorularım var senden.Uyurken kurumuyor gözümdeki nem. Kaçmak
Beklemek: Zamana inat etmek,"An" ın doyumuna erememek,Huzura kavuşmak istemek,Ve bir leyleğin ağzında gezmek. Sevgilinin gönül bahçesini umut etmek:Tertemiz bir hayalle
İğne deliğinden uyku geçer mi?..O zaten susmadan söyler..Engelleyemezsin kalbinin dilini..Neler anlatır neler..Limitsizce dinlersin kelimelerini..Neyse ki gidiyor: Çığlıkların şahlanışıVe ebedi hissettiren
Bazen evladının gözyaşları, iknaya kafi değildir.Küçük su damlalarının yanaklarından süzülmesini izlemen,Cızlatırken anne yüreğini;verdiğin cevap "evet" değildir.En değerline,çok ağırdır hüznü yerleştirmen..
Evren, bir mercek kadar yakın..Kainat, bir Nazar-gâhın..İnsan, neresinde çizilen güzergahın? Bu yol, başından sonuna bir acizlik.İman aleminde, diner bilinmezlik.Kibirle gelen
Gözlerim dalıyor dersin..Misafir gelecek herhalde dersin..Hüznü sakladığını örtebilmek içinBaşka şeyleri bahane edersin. Onunla bakışlarınız denk gelemeyeceğinden,Etrafına anlamsızca göz gezdirirsin.Kalbin acıdığında
Öylece geçiyor kelimeler dakikaları yenerek..Zamana sığdıramıyorum anlatacaklarımı.O halde oturduğum yere serilerek,Seyrediyorum ve eserekli hitaba alışamıyorum.. Aborijinlerin sözsüz iletişimi,Onları,kelimelerin gölgesinden kurtarıyor.Aklım
Sanki sen bir dağsın sisinle mavi görünen.. Halbuki zirvenden akan nehrinim ben. Geziyorum sende,kaynağım senken. Sarılıyorum adeta sana böğründen Ve
Gider oldum gecelerden,Hazan dosyalarını bir bir kapatırken..Gündüzlerin gülen yüzüne;"Merhaba" diyen sevinme,Nice güzel anılara açtı yelken. Sevda baharında gezerken,Zahmetsiz yokuşları seçen,Sevdaya
Çocuklaşman tavrında değil ama gözlerinde.. Bir tek çocukluk değil ki farkedilen sende.. Hükümdarlığa bürünen edan mesela Ya da dönüşüvermen bir
Kapağını açtım kitabımın, İlk ağladığımda. Sonra sustum.. Çünkü sarıp sarmalandım, Şükür ki -şefkat kucağında. Sonra uyudum.. Uyudum,uyandım.. Büyüdüm;akrep,yelkovan yarışında. Uyudum
Gülüşünün altındaki sırlı hüznü,Gerçek aşkına saklıyor gibisin.Mizahını;günlerinin bölüştüğü,Yüreğini soğutup buluyor gibisin. İster sus,ister söyle kendini..Ben,sendeki seni anlıyor gibiyim.İstersen,kilitle kapılarının kilitlerini..Senin
Yazarım!Hem yaz'ı hem yazı yazarım..Eğreti kulluğumu sonbahara,Vicdanımı ilkbahara,İblisliğimi kışa yazarım. Azrail'e varan bahtımı;Bakışlarımla,Duyduklarımla,Okuduklarımla,Konuştuklarımla,Bulunduğum mekanlarımla,YudumlarımlaYazarım. Ah!Nefis,şeytan yaptı.Ben ne yaptım?Kandım.Kandırıldım.İrademi bahanelerime bıraktım.
Aşkı somut yaşayamadıkça;Aşkın deryasına daldım,Tabiatının derin lezzetini aldım.Fakat kollarımdan çekip çıkarıyor toplum.Toprağa bağlanan kumları,Uzayın boşluğuna savuramıyorum.Halbuki ben,atmosferden solunumlarıUnutmuşum ve kendimi
Boşuna, Bir meleğin kollanmasını bir şeytandan beklemek.. Boşuna, Şeytanlaşan bir nesilden meleklik istemek.. Boşuna, Duyguyu hissetmeyene duygunun adını söylemek.. Boşuna,
Adımların -çiçeklerimin hışırtılarını duyuran- Hatırlatamazdı,sararan yapraklarımın düşeceğini. Anlatamazdı sesler,heceler ve kelimeler esmelerini. Anlayamazdım kalemkeşliği kurumadan. Garbımı ve şarkımı soldurmadan, Yayardım
Kafanın içindeki yaşam; Ayçiçeği mi, Gündoğdu mu, Günebakan mı? Yoksa,başka mı fikir çiçeklerinin adı? Taş taşıtıyorsun gövdene. Anlamak istersen insanları;
Sonra bir yumağı,sardım ağır ağırAma baktım renk renk sarmışım.Elimde değişmiş yumaktaki tavır. Hiç boşa dönmemiş dünya üzerinde.Hani meşhur sultan sağır..Hep