Aslolandık
Bir var oluşa kaç kucaklaşma sığdırdık?..Kaç gülüşle vardık?Ya da kaç bedene daldık?Kaç uykuda kaldık? “Sen!” diye baktık.Sevgiyi,”Sen!” sandık.Dostu,”Sen!” sandık.Oysa biz
Bir var oluşa kaç kucaklaşma sığdırdık?..Kaç gülüşle vardık?Ya da kaç bedene daldık?Kaç uykuda kaldık? “Sen!” diye baktık.Sevgiyi,”Sen!” sandık.Dostu,”Sen!” sandık.Oysa biz
Ab-ı hayat sözler;sanki aynı bülbüllerGibi konarken güllere, yayılır misk-i amber.Hadi!Kokuların götürdüğü ummana dalıver.Sonra doyamayıp,hasretine yanıver. Susma,susma,susma,susma..Dönüşüver,Suyun Sultanına adanana.Lafz-ı Kelam,diline mühürlenen;Oluversin
Yere ser sende kalanlarımı…Yollarım, selinden kapanır mı?Kokun, kanımdan alınır mı?Isındığım sıcaklığın, bırakır mı? Göğsümdeki güneş uyanık…Geceme dönme yüzünü.Gözlerimdeki günüm bulanık…Perdeleyip
Size inci taneleri gönderiyorum,Her biri karlar ülkesindendi.Heyecandan tir tir titriyorum…İliklerime kadar soğuk işledi. Yanımdaki atlıları seyrediyorum.Telaşe memurları çekildi.Bilmeden akıp gidiyorum.Sorgulanan
Hayatı uçsuz bucaksız gördüğümdeBir kuşun kanadında özgürce uçuyorum.Sonsuzluk döngüsünden çekildiğimdeDefterimi arzularımla dolduruyorum. Ezelden ebede birliği duyduğumdaÜzerime konulan postları çıkarıyorum.Telaşe içinde
Uzun kirpiklerinin altına kapattığın görkemi,Tam kalbimin ortasında açıyorsun.Dostluğuna dokunan esintilerimi,Her mevsimde yumuşacık tutuyorsun. Başka baharlarda kalmamı isterken,Ömrüme dizilen bahçelerden geçiyorsun.Gurbet
Nasıl gülerdi boynu bükük gonca gurbette,Hele hele saçtıysa bağrındaki ateşi gövdesine?Şemsin şavkı kupkuru vurdukça böğrüneGülün kırılmaz mı bir tarafı, inceldikçe?
Aynalarda ararken kuğuların kaderini,Seni göremedim çevirip gözlerimi.Mavilerin prangaladığı düşlerimi,Anlamadan sevdim sorgusuzca hiçliğimi. Sen "burdayım" diye seslendiğinde,Nasıl kurtulabilirdim uçarken mi yüzerken
Tutar mı çaldığım maya ömür kabında?İçimize sinen kokumuz yayılırken etrafımızda,Islanmak istiyorum yağmur damlalarının altında.Uçmak istiyorum ruhumun hafifliğiyle yanında. Bizim hikayemiz;
Aşk,bazen kırmızıBazen mavi…Aşk,bazen rüzgarBazen deniz… Ömür geçer aşka dair…Günler,bazen ceza bazen firar.Göçer,beşer sevgililer…Bize aşktan öte ne var? Anlarsın!Gözlerin aşktan kararınca.Anlarsın!Yüreğinden
Kedi miyavlamalarının ötesinde,Havlamalar fazlaydı.Zararsız bir ormanın tazeliğinde,Temiz bir atmosfere ihtiyaç vardı. Küçük,başka bir şey de olabilirdi…Rüzgar nazikçe dokunabilirdi.Güneş her gün
Sen gülen yüzümSonsuz sözümsün.Gecelerde gündüzüm.Hayatımda özümsün. Hayallerde sevmeler,Bir doğarken birden söner.Geçer,ikrah gelenler.Masaldır deli kötüler. Gökten uzakta ne var?Aşktan geriye ne
Gök gürler, yağmur çisilder…Damlalar yanağımdan düşerler.Cam gibi gezer ruhumda sevmeler…Etrafta baykuşlar gözlerler. Sakin bir limana hasret çeker,Zedelenmemiş yelkenliyle düşler.Bir poyrazda
Ne buhran bıraktın ne unuttun yastan pareyi…Yıldızlara takılan lekeleri tek tek gördün.Ve sevda hürmetine vurguna inen darbeyiYaratılan emrinin büyüklüğü ile
Ufuktaki kavisli çizgilerin,Üzerinde dizilen bulut katmanları…Günümü aydınlatan ışıkların,Renklerin içinde kaybolmaları… Aralıksız birleşen işlerin,Sorgusuz soluksuz bırakmaları…İzleten can'ımın gözlerinin,Hilelerin izinde solmaları… Sıra
Saat kaçtı, geçtiğimde ilk yarı sonumu?Bilmeden, bedenim dolaşıyormuş..Duvarların arkasına sinmiş çocukluğumu,Bir bakış damarlarıma geri salıyormuş.. Görmeyeli uzun zaman olmuş,Dolmuş duraklarında
Gittiğim yollar başka değil.Bendeki haller farklı değil.Attığım adım tekrar gelir.Tendeki günler aynı seyir. Tutar boşlukları aynalar.Dünler çoklukları sıralar.Yutar kuşlukları akşamlar.Sorar
İç içe geçen halkalarBulutlardan sızan ışıklarResmini boyadığım boşluklarYırtamadığım sayfalarKalbimden vuran dalgalarGururdan gelen kusurlarYazılamayan satırlarBoynu bükük anılarÇocuk kalan duygularAnlamlı bakışlarYeni bir
Farz et ki; yağmur sulamıyor toprağı,Güneşe dönen dünya aydınlanmıyor,Gözün merceği bulamıyor odağı,Yıkanan vücutlar kirden arınmıyor… Düşün ki; ses dalgaları bilince
Bir sızıyı meltem sayarken suyun,Poyraz gibi yaranı durduramıyor.Yıldızlara ve aya bakmaktan usanırken,Gündüzüne güneş çıkmaya korkuyor. Veda edemezken bir meyve çiçeğine,Kuvvetli
İnsanmış gibiyken, sevmiş gibi mi sever? İster mi, yaşanmış gibi kaydolan gülümsemeler? Gölgelerimin tek tek silinmesini, Sessizliğimin sesini canlandırmak ister
Ne biliyorsun ki sen hayatında?Biraz siyah biraz beyaz olsa,Yüzünde dört çizgi devamlı dursa,Duvarlar yıkılıyorsa arkanı yasladığında,Kalkıp tutunuyorsan gözlerindeki ışığa,Felek vuracaktır
Evet, yine geldi bir yarın.Poşetinden hediye çıkmadı.Öyle ya, seviyor sıradanlığı.Sırdaşım yokmuş, dinlemeye gelmiş.Seviyor sıradanlığı…Maksadı, siz onu yorgun sanın.Halbuki enerjisi yerinde.Muhabbet,