Geçmişi Hatırlayalım Mı, Yaşayalım Mı?
Bugün, bir şiir sayfası ile beraberiz. Bir dost elinin sıcaklığıyla tutuyorum gözlerinizden. En lezzetli muhabbet, dostluğun meyvesidir. Silinen hatıraları,
Bugün, bir şiir sayfası ile beraberiz. Bir dost elinin sıcaklığıyla tutuyorum gözlerinizden. En lezzetli muhabbet, dostluğun meyvesidir. Silinen hatıraları,
Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ nde yapılmış olan Yeni Nesil Eğitim Programı’ nın ikinci gününde, konuşmacı olarak katılan Anadolu
“Sağlıklı Yaşam Merkezi” Bursa ilimizde; Yıldırım, Nilüfer, İnegöl ve Osmangazi ilçelerinde bulunmaktadır. Bu merkezlerin sayıları arttıkça, sağlık hizmet alanı genişleyecektir.
Herkes bağımlı olabilir. Bunun irade güçlülüğü ya da zayıflığı ile bir ilişkisi yoktur. Kardeşimizi, evladımızı ve yakınlarımızı gözlemlemeliyiz. Bağımlılık, alışılmış
Çocuğumuzla iletişime geçerken, ondan yetişkin bir birey gibi konuşmasını bekliyoruz. Fakat çocuğumuzun iç dünyasının kilidini, ancak onunla oyun oynarken açabiliriz.
Ülkelerin gelişimini destekleyen en önemli etken şüphesiz ‘eğitim sistemi’ ydi. Eğitim sistemini yeteneklerin gelişmesi için hazırlayan ülkeler, iş yaşamında potansiyelini
Yaptığımız işe kattığımız duyguyu, anlamamız çok zor değil. İşimizin yaşantımızda ne kadar yer aldığını süzgeçten geçirdiğimizde, sevgimizin derecesi ortaya çıkacaktır.
İlkokul birinci sınıfta, ilk ezberlediğim şiirim İstiklal Marşı’ dır. Milli mücadelemizi bize yaşatan şiirimizi ezberlemek, bir ödül almayı gerektirirdi. Ailem,
Geleceğin; bize neler hissettireceğini ve neler yaşatacağını, bilmek istiyoruz. Kahve falının ve astrolojinin, bu arzumuzu gidereceğini umut ediyoruz. İnsanın kaderi,
Çocuğun yeni yaşamına başladığı alanı, ebeveynleri belirler. Çocuk, kendisinden -bedenen büyük ve büyümesini tamamlamış- anne ve babasıyla aynı evi paylaşır.
Kalıtım ve çevre ikilisinden, hangisinin daha baskın geldiğini merak ediyoruz…Soyağacımıza olan ilgimizle ‘e-devlet’ web sitesi kilitleniyor. Hepimizin kökleri, Adem ile
Öğretmenlerin ve öğrencilerin; saygısızlıkları, hataları ve uygunsuz davranışları sıkça medyaya yansımaktadır. Takip ettiğimiz haberlerle; dürüst, ahlaklı ve çalışkan bir nesil
Adana’ da 3 yaşındaki kız çocuğuna yapılan tecavüz, bireysel bir sorun değildir… Sapık düğün evinde, tek başına bir odada uyuyan
Çıkar nesnesini elde etmenin adı “aşk” oldu. Birliktelik sürecini, hormonları canlandırmasından faydalanılan “aşk” başlatır oldu. Ardından gelen narsist beklentiler ise,
Zülfü Livaneli, Huzursuzluk kitabında Ortadoğu’ yu “harese” ye benzetir. Livaneli, “harese” yi şöyle anlatır: “Develerin çölde çok sevdiği bir diken
Abraham H. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi kuramına göre; kişisel tatmin, yani kendimizi gerçekleştirme bizim ihtiyacımızdır. Bu aşamaya gelebilmek için fiziksel, güvenlik,
İnsan toplumsal bir varlıktır. Yani hepimiz, başka insanlarla bir arada ve birlikte yaşam sürme eğilimindeyiz.Diğer bireylerle konuşarak, soru sorarak ve
Sunay Akın, “Dünyanın ilk Şiir Cumhuriyeti 9 Mayıs 1992 İstanbul’da Kız Kulesi’nde ilan edildi” demektedir. Akın’ın Şiir Cumhuriyet’ini anlatışını, şöyle
Bir kız çocuğu;dünyaya gözlerini açtığında meleğim diye sevilir,ileride anneliğiyle cennetin üzerinde uçacağına inancımızla.Çocukluğunu;annesinin,babasının ve kardeşlerinin gözlerinin içine hiç üzülmesinler diye
"Sevgili Günlüğüm, Sabah; gazete sepetimizden gazeteyi, dresuara bırakmak üzere elime almıştım. Ayakta gazetenin sayfalarını çevirirken, ülke gündemlerini geçtikten sonra, karşıma
"Sevgili Günlüğüm, Genellikle küçükken yüksek makamlar düşlüyorsun. Erkek çocuklarına cumhurbaşkanlığı yakıştırılıveriyor. Kız çocuklarına da bakanlık fena değildir. Büyüdükçe hedef çoğunlukla
Hanımların arzuladığı bir günü gelin,birlikte paylaşalım mı?Biz kadınların yaşadıkları;büyük ve üzücü yorgunluklardan bahsetmeyelim.Hastalıkları ya da küskünlükleri ve dargınlıkları da hiç
"Sevgili Günlüğüm, Bugün günlerden Cumartesi.Yani hafta sonunu muştulayan,Cuma gününün ertesi gün.Biz öğrenciler hafta içi günlerden en fazla Cuma gününü severiz.Tatili
"Sevgili günlüğüm, Gecenin enerjisi üzerimde,yatağımdan kalkmıştım.Tebessüm barındıran bir uyku,dinlendiriyor ve dinlenmiştim.. Pencerenin perdesini açıp odamı havalandırmıştım.Onu karşımda görmüş gibiydim.Aradan bir
"Sevgili Günlüğüm, Gökten yağmurlar yağsa..Bizim yerimize ağlasa bulutlar.Şimşekler çaksa ve her yer yıkansa..Tehlikeli sokaklardan sular aksa.Kimse dışarı çıkamasa.Kimsenin başına birşey
Yaz mevsimi geldiğinde,hanımlar eşleriyle birlikte hayat koşuşturmacasına mola vermek isterler.Ailece,memlekete ya da tatil mekanlarından birine gitmeye karar verirler. Ailece,sevdiklerimizle kocaman
Şehrimizde,uzun süren soğuk havanın etkisiyle sıkı sıkıya kapalı tuttuğumuz kapı ve pencerelerimizi yazın açıyoruz.Evimize giren doğanın kokusu ve sesi,bize içimizdeki
Dünya üzerinde acı tatlı yaşanan dini bayramlarımız var.Şehrimizdeki çekirdek aileye olan Ramazan Bayramı gözlemlerimi paylaşırken tüm dünyada yaşanan güzel bayramlar